Seksist bakış açısıyla hala sinirleri mi bozuyor; yoksa bir Pop-Art klasiği mi? Mel Ramos ile ilgili süregelen iki farklı görüşün yeniden tartışmaya açılacağı bir gerekçe var…
Red Bull kutularından süzülen, Colgate diş macunlarından 32 dişiyle gülümseyerek fışkıran, Campbell konservelerinin üzerinde oturan çıplak kadın bedenleri…
Kaliforniyalı kült sanatçı Mel Ramos, 60’lı yıllardan bu yana (yani yarım asırdır) çalışmalarında kadınları metalaştırarak ününe ün katıyor, paraya para demiyor. 80 yaşındaki Ramos’un “eserleri”ne paha biçilemiyor, işlerinin baskıları yok satıyor…
Sanatçının şimdilerde Hamburg’daki Levy Galerie’de 70 çalışması sergileniyor. Sergi hasebiyle de, Kerber yayınevinden “Superman im Supermarkt/At the supermarket” başlıklı kitabı yayımlandı.
Kitabın önsözünü yazma şerefine nail olan isim ise, bir zamanların efsane ajansı Springer & Jacoby’nin kurucusu Konstantin Jacoby. Jacoby, onun eserlerinde, -reklamın ta kendisi bu değilmişcesine- ‘artık böyle şeylere ihtiyaç duymayan bir mesleğin, ağız sulandıran kandırma yöntemi’ni görüyor.
Özellikle kadınların tüketim toplumu hedeflenerek metalaştırılmasına yönelik tartışmalarla ilgili, Mel Ramos’un kendisi ise, 2010’da verdiği bir röportajda, ‘Kadın vücutlarını seviyorum. Sağlıklı Amerikalı bir erkeğim ve kadınlar benim için arzu nesneleri’ diyerek “açıklık getiriyor”…